“Güneş Enerjisini Öncelikli ve Stratejik Bir Alan Olarak Görmeliyiz”

“Türkiye’nin Güneş’i Enerjimiz Olsun’’ ilkesi ile yola çıkan Solarturk Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Özberk, yenilenebilir enerji ile gelişmeleri ve kamunun bu sektöre bakışını dergimiz için değerlendirdi.

 

Eğer bir ülkenin, enerji bağımsızlığını elde edememiş ve sürdürebilir enerji politikası yoksa, ciddi sorunlar içindedir diyen Solarturk Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Özberk; “Cari açığımızın en önemli nedeni olan enerji kaynaklı ithalatımızın bir an önce azaltılması için her türlü yerli ve yenilenebilir kaynaklarının kullanılması çok önemlidir. Enerjide dışa bağımsızlığımızı azaltacak olan ve kurulumdan sonra işletim masrafı yok denecek kadar az olan güneş enerji sistemlerinin gelişmesi için toplumumuzun her kesimine görevler düştüğü inancındayım. Avrupa ülkelerine göre yüksek güneş enerji potansiyelimiz olmasına rağmen bugün ülkemizde solar enerji sistemleri yok denecek kadardır. Dünyada 100 GW üstünde kurulu güce ulaşan güneş enerjisinde, bize göre çok az güneş potansiyeli olan Almanya’da 30 GW gücüne ulaşmış ise neden biz bu gelişimde olamadık diye düşünmek gerekir” şeklinde konuştu.

 

Dünyada ve Avrupa’da bu sektör nasıl gelişmiş ise, hangi yollar izlenilmiş ise incelenmesi gerekir diyen Osman Özberk; “Toplum olarak ‘’Güneş Enerjisi” sektörünü öncelikli ve stratejik alan olarak görmeliyiz. Ülkemizin her bireyi, kurumu, STÖ ve yönetim kesimi enerji bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşmamız için Güneş ile diğer yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması için ortak akıl çerçevesinde bileşilmesi gerekmektedir. Bu düşünceler doğrultusunda GENSED, GÜNDER, LİDER ve UFTP gibi sivil toplum örgütleri kurulmuş olup kamu ile ortak çalışmalara yapılmaktadır. Ayrıca TÜBİTAK tarafından bu sektörlerdeki Ar-Ge çalışmalarına ciddi destek olmaktadır” şeklinde konuştu.

 

Özberk, sorunların çözümü ve alınması gereken önlemler hakkında düşüncelerini şöyle açıkladı: “Ülkemizin aşırı derecede cari açığı olması ve en önemli nedeni olan enerji ithaline dayalı olmasına rağmen yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının hala üvey evlat muamelesi görmesi devam etmektedir. Önemli bir istihdam oluşturacak, cari açığımıza azalmasına sebep olacak, enerji bağımsızlığımızı elde etmemizi sağlayacak, gelişen teknoloji sayesinde yatırım yapılabilir seviyelere gelen, sürdürülebilir ve güvenilebilir enerji kaynakları olan yenilenebilir enerji kaynaklarının önünün açılmasında her türlü zorluklar ve açıklanan LÜY taslaklarında aşırı derece bürokrasi işlemleri devam edecek gözükmektedir. Küçük ve orta kapasiteli solar sistemlerinin bile izin müsaadesinin 5-6 ay sürmesi, belediye, özel idare gibi kurumlardan izin alınma süreci solar sektörünün oluşmasında ve gelişmesinde önemli bir engeldir.

 

Uzak doğu şirketlerini, devlet teşvikleri ve ucuz kredi bulmaları neticesinde aşırı derecede desteklenmeleri neticesinde dünya solar PV piyasasının %80’ine sahip olmuş ve birçok ülkedeki PV modül üreticilerin zora girmesine sebep olmuşlardır. Sanayicisine her türlü destek veren Uzakdoğu Ülkelerine karşılık Avrupa’nın bu ürünlere karşı kota koymasına karşılık bizde ise tam anlamı ile kontrolsüz yatırım süreci yaşanmaktadır. Her ülke kendi sanayisini, sanayicisini, vatandaşını korumak ve koruma önlemlerini almak gerekmektedir. Ülkemiz için önemli gördüğüm uzak doğudan gelecek, PV modülleri üretim yapan şirketlerinin geleceğinin ne olacağı belirsiz ve kalitesiz panellerinin ileride vatandaşlarımıza sıkıntı yaşatmaması için nasıl bir güvenceye alacağımız dahi belirsizliğini koruyor. Bu nedenle toplumun aydınlatılmasında, yön verilmesinde fayda görüyorum.

 

Ülkemiz sanayisini korumak amacıyla Başbakanlık genelgeleri ve Bakanlarımızın yerli sanayicileri korumak amacıyla kamu alımlarında verilen desteklere rağmen hala ciddi bir gelişme olmamıştır. Kaliteli ve gerekli sertifikalara haiz yerli ürünlerin kullanması için daha aktif olunması gerekmektedir.”

 

Sanayimizi ve yatırımcılarımızı korumak için;

- İhtisas gümrüğü kurulması

- Solar panellerin TSE tarafından kontrol edilmesi, TSE’ne gerekli talimatın verilmesi ve biran önce alt yapının oluşturulmasının sağlanması,

- Kamu ihalelerinde Yerli Ürün kullanılmasının,

- Tüm yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarında AR-GE desteğinin sağlanması...

 

Büyük ölçekli ve yabancı kaynak bulunarak yapılan enerji yatırımları ileride sorun yaşatmaması için, ülkemizin enerji güvenliği ve bağımsızlığı için her türlü yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılası gerekmektedir. Küçük ve orta ölçekli yatırımcıların lisansız elektrik üretim tesisi kurmalarında;

- İzin süreçlerinin kolaylaştırılması ve kısaltılması,

- KDV oranlarının düşürülmesi (lisansız üretim yatırımlarında),

- Kamu bankaları tarafından desteklenmeleri...

 

gibi kolaylıklar ve şartlar uygulanması durumunda teknoloji ve yatırım olarak geri kaldığımız güneş, rüzgar, jeotermal ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarını kısa bir zaman içinde ülke ekonomisine ciddi kaynak oluşturacaktır.

www.gunesdergisi.com

03.10.2013

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR