Devlet güneşçi ile dağıtıcı arasında hakem olsun

(Güneş Enerjisinin Önünü Açacak 21 Öneri - 20 / Ateş Uğurel) Dağıtım şirketleri, kamu ve güneşçiler biraraya gelip çözüm üretsinler. Devlet, güneş enerjisi yatırımcılarıyla dağıtım işini üstlenen firmalar arasında adil bir hakem görevi üstlensin.

 

Güneş elektriği sistemlerinin son 1-2 yılda tarihinin en düşük seviyesine gelmesiyle birlikte dünya genelinde şimdilik göreceli sessiz ama bir o kadar da uzun ve sancılı olacak bir mücadelenin startı verilmiş oldu.

 

Türkiye`de bir süre öncesine kadar tamamen devlete ait olan dağıtım şirketleri, bölge bölge özelleştirilmiş ve şu anda 21 adet farklı özel şirket son kullanıcıya elektrik dağıtım ve satış hizmetini vermektedir.

 

Güneş enerjisinin her zaman vurguladığımız gibi ekonomik ve teknik olarak en avantajlı olduğu alan, üretim ve tüketimin aynı fiziksel alanda gerçekleştiği uygulamalardır.

 

İşte tam bu noktada dağıtım şirketleri ile güneş enerjisi karşı karşıya gelmektedir. Çünkü kendi elektriğini güneşten üreten her gerçek veya tüzel kişilik (ev-otel-site-hastane-avm-fabrika), artık ürettiği kadar elektriği bölgesindeki dağıtım şirketinden (daha doğrusu, onunla aynı hissedarın şirketi olan perakende satışçıdan) almayacaktır.

 

Hele bir de önümüzdeki 3-4 yıl içinde elektrik depolamanın daha ucuzlaması ve daha uzun ömürlü hale gelmesiyle birlikte evsel sistemlerden başlayarak tüm elektrik ihtiyacını güneşten (ve diğer temiz enerji kaynaklarından) sağlayan uygulamalar görmeye başlayacağız. Bu, söz konusu uygulamaları hayata geçirenler tarafından dağıtım şirketine duyulan ihtiyacın tamamen ortadan kalkması anlamına geliyor.

 

Dolayısıyla milyarlarca dolar ödeyerek o bölgenin uzun süreliğine dağıtım hakkını kazanmış firma, kendi bölgesinde kurulan her bir GES nedeniyle, öncekine göre daha az elektrik satabilecektir.

 

Halbuki bir dağıtım bölgesini kontrol eden işletmenin, elektrik satıcısı konumundaki şirketinin kâr etmesi için yapabilecekleri son derece sınırlıdır:

 

1) Elektrik fiyatına zam gelmesi (Serbest bir ekonomi olmadığı için son kullanıcı fiyatlarını devlet belirliyor hâlâ)

2) Birim tüketicinin daha çok elektrik tüketmesi (Enerji verimliliği projelerini hangi dağıtım şirketi sever?)

3) Elektrik tüketen yeni aboneler (Yeni konut projeleri dışında zor)

 

Güneşçiler ile dağıtım şirketlerinin arasındaki çatışmalar Amerika`da her geçen gün şiddetlenmektedir. Benzer bir süreç Avrupa`da yaşanmaya başladı ve nihayet bir süre sonra Türkiye`de de benzer bir tablonun oluşacağı çok aşikar.

 

Burada çok geç olmadan devlet babanın olaya şimdiden müdahil olup, düdüğünü takıma göre değil, pozisyona göre çalan adil bir hakem kimliğini üstlenmesi gerekiyor.

 

Lisanssız elektrik üretim yönetmeliğine bağlı uygulamalarda daha şimdiden (henüz kurulu gücümüz 15-20MW) birçok dağıtım şirketinin her tür engellemeyi yaptığıyla ilgili Türkiye`nin birçok bölgesinden çok farklı duyumlar alıyoruz. Bunların önemli bir bölümü Enerji Bakanlığı`na da iletildi, iletiliyor. Nasıl bir çözüm üretecekler, bilmiyoruz.

 

Acil önerimiz enerji kamu kurumları, güneş enerjisi şirketleri ve dağıtım şirketlerinin 1-2 günlük bir çalıştay yaparak ortak bir paydada buluşmaya çalışması. Aksi taktirde dağıtım işini üstlenen şirketler, düşündüklerinden çok daha kısa bir süre sonra çok büyük zararlar etmeye başlayacak. Ve zararlarının büyüklüğüne paralel olarak güneşin önünü kesmek için ellerinden gelen her tür çabayı göstereceklerdir.

http://enerjigunlugu.net

20 Haziran 2014

 

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR