İnternetin beyni; veri merkezleri ve yenilenebilir enerji

İnternet veri merkezleri; bilgisayar sistemleri, veri depolama, telekomünikasyon gibi sistemleri barındıran tesislerdir. Genel olarak yedek veri iletişim bağlantıları, yedek güç kaynakları, sistemleri soğutabilmek için özel soğutma sistemleri, yangın söndürme sistemleri ve çeşitli güvenlik sistemlerini barındırırlar. Büyük veri merkezleri endüstriyel çapta çalışırlar ve küçük bir kasaba kadar elektrik tüketirler.

 

Yeni “çevre kirleticiler” yani, internet veri merkezlerindeki enerji tüketimi her geçen gün daha da dikkat çekiyor. Halen Amerika Birleşik Devletleri’nde her biri 500 mW elektrik üretebilen 34 elektrik santrali, veri merkezlerine elektrik sağlamak için çalışıyor. 2020 yılına gelindiğinde ise ülkenin 17 aynı kapasitede elektrik santraline daha ihtiyacı olacağı öngörülüyor. Bu da sera gazı artışı açısından ciddi bir tehlike oluşturuyor. Neyse ki sorumlu büyük veri merkezleri, enerji kaynaklarını yenilenebilir enerjiye çevirip bu karbon etkisini minimize etmeye başladılar. Buna öncülük eden şirketlerin başında Apple, Google ve Facebook geliyor.

 

Apple konuyla ilgili yaptığı son açıklamasında, “Şirketin veri merkezlerini yüzde 100 yenilenebilir enerjiyle desteklediğini ve bundan sonraki projelerinin de bu doğrultuda ilerleyeceğini” ifade ediyor.

 

Facebook, bu ay içinde Fort Worth, Teksas’ta rüzgâr enerjisiyle çalışan yeni bir veri merkezi açmayı planladığını açıkladı. Fort Worth yüzde 100 yenilenebilir enerji ile elektrik sağlayacak. Facebook altyapı başkan yardımcısı Tom Furlong, bir açıklamasında “Yeni veri merkezinde inşaat henüz başladı ve tesisin 2016’nın sonlarında çevrimiçi olacağını umuyoruz” diyor. Facebook, 2018’in sonundan itibaren işletmenin yüzde 50 yenilenebilir enerji ile çalışmasını hedefliyor. Facebook mühendislik başkan yardımcısı Jay Parikh ise “Uzun vadede yüzde 100 yenilebilir enerjiye dönme hedefi var” diye ekliyor.

 

Fort Worth’taki bu yeni tesis enerjisini rüzgârdan sağlayacak. Facebook 200 mW’lık yeni rüzgâr enerjisini Teksas şebekesine getirmek için Citi Energy, Alterra Power Corporation ve Starwood Energy Group’la çalıştı.

 

Fort Worth’teki tesis, Iowa, Oregon, Kaliforniya ve İsveç’te bulunan diğer tesislere katılacak olan Facebook’un beşinci veri merkezi. Bu tesisler günlük facebook uygulamaları ve hizmetlerinin yürütülmesini sağlayan küresel altyapıları oluşturuyorlar. İçlerinden Iowa ve İsveç’teki veri merkezleri tamamen yenilenebilir enerji ile çalışıyor.

 

Furlong, “Son yıllardaki yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği odaklı çalışmalarımız sayesinde bir kişinin bir yıl boyunca facebook kullanımından ortaya çıkan karbon etkisi orta boy bir latte kahveninki ile aynı oldu” diyor.

 

Greenpeace kıdemli iklim ve enerji mücadelecisi David Pomerantz, Facebook’u yenilenebilir enerjiye artan bağlılığı sebebiyle övüyor. Pomerantz, “Facebook’un yüzde 50 yenilenebilir enerji hedefini ve Teksas’taki veri merkezini temiz rüzgâr enerisi ile elektriklendirmesini, yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanma hedeflerine doğru ciddi bir aşama” olarak gördüğünü belirtiyor. Ayrıca “Facebook’un bu açıklamasının Amazon Web Hizmetlerinin açıklamasına tamamen zıt olduğunu” da vurguluyor. Amazon, şirketin yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanma sözüne rağmen, Ohio ve Indiana’daki veri merkezlerine nasıl elektrik sağlanacağı sorusunu cevaplayamamıştı.

 

Öte yandan 2007 yılında “yenilenebilir enerji kömürden ucuzdur (RE<C)” sloganıyla yola çıkan Google, bu sefer de eski bir kömür santralini veri merkezine çeviriyor. Bu internet devinde biriken, dev büyüklükteki veriler çevresel bir maliyetle depolanıyor. Google’ı her kullandığımızda onun sunucularını kullanıyoruz, bu da önemli bir karbon kanağı. En azından öyleydi… Araştırma devi bu koşulların farkında ve durumu artan bir özenle ve çeşitlenmiş ekolojik yatırımlarla ele alıyor: Yeni ekolojik kampüsü, güneş çiftlikleri, rüzgâr enerjisine dayalı sistemleri, veri merkezleri için kurduğu yeşil soğutma sistemleri gibi yatırımları göze çarpıyor. Şimdi de Google eski bir kömür santralini veri merkezine çeviriyor.

 

Binlerce sunucusuyla küresel enerji tüketimine katkısı göz önüne alınırsa, karbon-nötr ya da hiç karbon etkisi yaratmadan çalışma çabaları takdir ediliyor. Amerika’nın Alabama Eyaleti’nde inşa ettikleri yeni veri merkezi ile de yine övgüleri hak ediyor. Projenin sunumunda, şirket projeyi yeşil politikanın bir parçası olarak tanıttı, ancak bu sefer eski bir kömür işletmesini seçerek sembolik bir jest de yaptı. Bu veri merkezinin de diğerleri gibi yenilenebilir enerji ile çalıştırılması planlanıyor.

 

Umarız bu güzel örnekler, harcadıkları yüksek enerji ile gündemde olan büyük veri merkezlerinde, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının yaygınlaşmasında öncü olurlar.

https://gaiadergi.com

03.09.2015

 

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR