Merkel yenilenebilir enerji turundan istediği sonucu alamadı

Birkaç aydır Almanya enerji politikasının geleceğini tartışıyor. Geçtiğimiz ay, Başbakan Angela Merkel bir enerji turuna çıktı. Paydaşlarla bir araya gelen Merkel, çeşitli enerji santrallerini ziyaret etti. Yenilenebilir enerjinin gündemde olduğu ziyaretler kapsamında en tartışmalı konu Türkiye dekine benzer biçimde nükleer enerji alanında gerçekleşti.

 

Son aylarda Almanya’da hükümetin planları arasında yer alan  nükleer santrallerin ömrünü uzatma fikri çok yoğun tartışmalara yol açıyor.

 

Liberal koalisyonun ortakları Almanya’daki nükleer santrallerin ömrünün uzatılmasıyla ilgili daha uzun bir süreden bahsederlerken Almanya Çevre Bakanı Norbert Röttgen daha kısa bir yenileme çalışmasından yanaydı. Fakat koalisyon hükümeti arasında özellikle uzun vade için yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynağı sağlanması için nükleer gücün bir ihtiyaç olduğu doğrultusunda tam anlamıyla geniş bir uzlaşma sağlandı.

 

Merkel’in enerji yolculuğundaki öncelikli gündem maddesi enerji güvenliğiydi. Bunun yanında radyoaktif atıkların nihai depolama soru gibi güvenlik konuları da Merkel’in “enerji turu” gündeminde yerlerini alıyordu.

 

Alman hükümeti 6 Eylül tarihinde 2050 enerji konseptini yayınladığında nükleer santrallerin ömürlerinin beklenenden daha uzun olacağı netleşti. Ortalama 12 yıllık bir uzatma söz konusuydu. Bu durumla ilgili bazı olumlu görüşler beyan edilirken bazı kesimlerden eleştirilerde geldi.

 

Bazı paydaşlar bu yeni getirilmiş bağlayıcı birtakım gerekliliklerin yenilenebilir enerji açısından güvenliği geliştirdiğini kaydettiler. Fakat belediyelerden, yenilenebilir enerji şirketlerinden ve Kuzey Ren-Vestfalya gibi Sosyal Demokratlar ve Yeşiller partileri tarafından yönetilen yerlerden sert eleştiriler geldi.

 

Federal hükümetin çoğunluk olmadığı Bundesrat da paketi oylamak konusundaki başarızılığı yüzünden hükümetin dava edilmesi konuşuluyor. Fakat öne çıkan iddiaya göre böyle bir hukuk davasıyla Bundesrat’ın bu konuda söz sahibi olması veya herhangi bir başarı sağlaması mümkün görünmediğidir.

 

İhlal davası beliriyor mu?

Almanya’nın da tıpkı diğer AB ülkeleri gibi enerji arzıyla ilgili raporu 31 Temmuz’a kadar yayınlaması umuluyordu. Fakat takvim tutmadı. Şimdi Almanya AB komisyonu tarafından açılması olası bir ihlal davasıyla karşı karşıya kaldı.

 

Bu konuda çevre eylemleriyle tanınan Greenpeace bazı şüphelerini dile getirdi. Greenpeace’in Alman hükümetinin gerçekte düşen enerji talebiyle ilgili gerçekleri saklama yolunda olduğu ve aslında nükleer santrallerin ömürlerinin uzatılmasının gerekli olmadığı gerçeğini göz ardı ediyor olduğudur.

 

Bu teorinin beslendiği argüman 2008’den bu yana yayınlanan son raporda varsayılan yenilenebilir enerji payının 2020 yılına kadar %23 ve üzerine taşınması. Bu varsayılan yenilenebilir enerji payı Avrupa Birliği’nin 2010 stratejisi kapsamında belirlediği hedefin üzerinded. Aslında Ulusal eylem planın son verilerine göre rakam 38.6% .

 

Tüm bu eleştirilere rağmen Avrupa Komisyonu Enerji’den Sorumlu üyesi Günther Oettinger Almanya hükümetini gösterdiği sağlıklı uzlaşma stratejisinden dolayı kutladı. Günther Oettinger yenilenebilir enerji alanında çalışan nükleer enerji şirketleri tarafından elde edilen ek gelirin büyük birçoğunun yeniden yatırım ve enerji güvenliğine harcandığının ve bu harcamaların artığına işaret etti.

www.euractiv.com.tr / enerji / 17 Eylül 2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR