Ankara gri binaların, resmî işlemlerin arasından çıkarak bir üretim merkezi olma yolunda ilerliyor. Bunda OSTİM, ATO ve ASO’nun katkısı büyük.

 

Ankara’da sanayi son yıllarda önemli gelişmeler gösteriyor. Özellikle Eskişehir yolu üzerinde kurulan Ankara Temelli Sanayi Bölgesi’ndeki Başkent Organize Sanayi Bölgesi, OSTİM ve ASO, Ankara için önemli sanayi alanları. Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde hâlen çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 80 firma üretime başlamış durumda. Bu bölge aynı zamanda savunma sanayiine ayrılan kısmı ile dikkat çekiyor. Burası önümüzdeki yıllarda savunma sanayiinin belkemiği olmaya aday.

 

Ankara’da istihdam kapasitesi en yüksek sektör elektrik. Onu imalat ve tesisat müteahhitliği izliyor. Son yıllarda önemli gelişmeler gösteren tekstil sektörü ise istihdam kapasitesi olarak Ankara’da üçüncü sırada.  Ankara’da en düşük istihdam kapasitesi asansör ve akümülatör sanayiinde.

 

Sanayi geçmişine baktığımızda Ankara’nın 1990’lı yıllarda hızla ilerlediği görülüyor. Cumhuriyetin ilanından sonra başkent olarak seçilen Ankara, 1920’li yıllarda tarım ve hayvancılıkla geçinen bir Anadolu şehriydi.  Ticaret hayatı ise yalnızca tarım ve hayvancılık kaynaklı malların alım ve satımından ibaretti. Başkent olmanın gerektirdiği hizmetleri verebilecek bir şehir kurulması amacıyla, Ankara’da öncelikle yoğun alt ve üst yapı inşaatları başlatılmış. Böylece şehrin ticari hayatı canlanmış, daha sonra inşaat malzemeleri ihtiyacını karşılamaya yönelik bazı ufak çaplı imalathanelerin yapımına gidilmiş. 1923’ten sonra Makine ve Kimya Endüstrisi, Sümerbank ve Etibank gibi kamu sanayi kuruluşları Ankara’nın sanayi hacmini artırmış. Bu gelişme, yan sanayi olarak çalışan küçük boyutlu özel işletmelerin kurulmasını ve işgücü olarak da Ankara’ya çok sayıda nüfusun göçünü teşvik etmiş.  Bir bakıma Ankara’da sanayileşme ve nüfus patlaması birbirinin hem sebebi hem de sonucu olmuş.

 

Ankara’daki bu değişiklikler, şehirde faaliyet gösteren imalathane, esnaf ve tüccar sayısında artış sağlamış. Tüccar ve esnafın mesleki dayanışma ihtiyacı sonucunda da Ankara Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) kurulmuş. 1923’te 800 kişiyle faaliyete başlayan ATSO uzun müddet bir varlık gösterememiş ve sadece bir teşekkül hâlinde kalmış. Ancak, 1932 yılından sonra yavaş yavaş hükûmet üyeleri ile temas ve ticari mevzularda fikir ve rapor verme gayretleri içinde olmuş.

 

ATSO, 1950’den sonra hükûmetle yakın diyalog kurmuş. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) kurulmasında öncü olmuş. 1964’te Sanayi Odası’nın kurulması ile Ankara Ticaret Odası (ATO) ayrı bir yer olarak faaliyete başlamış.  ATO bugün ticari faaliyetlerle uğraşan Ankara esnafını çeşitli şekillerde destekleyen 125 bin üyeli bir kuruluş. ATO’nun başında Sinan Aygün bulunuyor. Aygün, danışman ve uzman kadrolarıyla kamu ve özel sektör kuruluşlarına danışmanlık yaptıklarını, araştırma raporları hazırlayarak üyeleri bilgilendirdiklerini anlatıyor : “ Üyelerinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini tahmin ederek etkin ve kaliteli hizmet sunma, üyelerinin birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılma, ülke sorunlarına karşı duyarlılığını sürdürme politikasını güçlendirerek yolumuza devam ediyoruz. ATO aldığı ödül ve yürüttüğü faaliyetlerle adını uluslararası düzlemde de duyurmakta. ”

 

SURİYE’DEKİ MAYINLARI OSTİM TEMİZLEYECEK

Ankara sanayiine en büyük katkıda bulunan kuruluşların başında OSTİM geliyor. Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise sayılı küçük ve orta ölçekli sanayi üretim alanlarından biri olan OSTİM’de, makine imalat, metal işleme, elektrik - elektronik, iş makineleri, imalat ekipmanları, otomotiv, plastik - kauçuk, tıbbi araç gereçler ana başlıklarında üretim yapılıyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin en büyük özelliklerinden olan ‘üretimde esnekliği’ni geniş makine parkının avantajlarıyla birleştiren OSTİM’de, binlerce ürün üretilmekte. Ankara’nın bakanlıkların ve resmî işlemlerin olduğu bir kent görünümünden çıkarak bir üretim merkezi hâline gelmesinde OSTİM’in rolü büyük. 17 temel sektörde on binlerce ürün, 5 bin işletme, 50 bin çalışan var.

 

OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, geleceğe dönük projeleri şöyle sıralıyor : “ OSTİM, benzeri sanayi bölgeleri yapmak isteyen birçok ülkeye danışmanlık hizmeti veriyor. OSTİM savunma sanayii alanında da önemli projelere imza atmaya hazır. Bu kapsamda, Suriye sınırındaki mayınlı araziler, NATO NAMSA’nın danışmanlığında temizlemeye talip. Cumhurbaşkanımız da bunu destekliyor. Bunun için 70 firma bir araya gelecek. Fırsat verildiği takdirde Türk sanayii ve girişimcisinin yapamadığı iş yoktur. ”

 

OSTİM Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Adnan Keskin, mayın temizleme işinin İsrail’e verilmesine karşı olduklarını söylüyor. Keskin’e göre böyle bir uygulama, bu konuda ciddi deneyimi olan OSTİM’in onuruyla oynanması demek. Mayınları temizleyecek teknolojiye sahip olduklarını ifade eden Keskin, şunları söylüyor : “ İş makineleri ve arama dedektörleri konusunda markayız. Teknik olarak hiçbir eksiğimiz yok. Ürettiğimiz cihazlarla mayın temizleme işini yapabiliriz. Sıkıntıya düştüğümüz durumda dünyanın her yanından da danışmanlık hizmeti alabiliriz. Yeter ki bu iş yerli firmalara verilsin. ”

 

OSTİM Savunma Sanayii Kümesi Başkanı Mithat Ertuğ ise savunma sanayii ile ilgili 69 firmanın mayın temizleme imkânının ve kabiliyetinin olduğunu kaydediyor : “ Şu an iki firmamız bomba imha robotu yapıyor. Ayrıca, manyetik dedektör ve takip cihazları ile bunların yazılımlarını üreten şirketlerimiz var. ”  

 

OSTİM’de mayın temizleme işine talip olan şirketler, hazırlıklar için 1 yıllık süre öngörüyor. Firmalar, işin alınması hâlinde sınır boyunca tüm temizleme işini 2013 yılına kadar bitirebileceklerini belirtiyor. 516 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırında yaklaşık 615 bin mayın bulunuyor. Mayınlı arazinin toplam büyüklüğü ise 216 bin dekar. Bu alan Kıbrıs adasının kırkta biri kadar. Söz konusu bölge, birinci sınıf tarım arazisi.

www.aksiyon.com.tr / 02 Kasım 2009

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR