Gelişen teknoloji, tüketicileri her geçen gün yeni cep telefonları ve bilgisayarları satın almaya teşvik ediyor. Ancak bir de madalyonun görünmeyen yüzü var. O da giderek artan elektronik hurdalar.

 

Günümüzde hayatımızın " vazgeçilmezleri " arasında yer alan cep telefonu ve internetle yaklaşık 20 yıl önce tanışmıştık. İlk cep telefonlarını hatırlayanlar bilir : Boyutları neredeyse bir telsiz büyüklüğünde olan ve " cep telefonu " tanımını pek de hak etmeyen ilk nesil mobil telefonlar, günümüzün teknoloji harikası telefonlarıyla karşılaştırıldığında neredeyse " antika eser " sınıfına giriyor. Keza bilgisayarlar için de aynı şeyi söylemek mümkün. 20 yıl önce 1 gigabyte lık bellekler ancak " hayal " olarak nitelendirilirken, iPad çağını yaşadığımız günümüzde 1 terabyte bellek sınırı çoktan aşıldı. Bilişim teknolojisinin ne kadar baş döndürücü bir hızla geliştiğini, bugün başlayan ve cumartesi gününe kadar devam edecek olan Hannover deki CeBIT fuarında da görmek mümkün. 

 

Giderek artan elektronik hurdalar

Dünyanın en büyük bilişim furarı CeBIT bu yıl " Connected Worlds " yani " Bağlaşık Dünyalar " sloganı altında düzenleniyor. Buradaki temel espiri şu : Günlük hayatımızda kullandığımız tüm elektronik aletler birbirleriyle iletişim halinde olacak ! Örneğin elektronik tartınız, evinizdeki kondisyon bisikletiyle sürekli bağlantı halinde olup, istediğiniz kilo ve kalori kaybına ulaşmanız için ne kadar süreyle spor yapmanız gerektiğini size söyleyecek. Ya da buzdolabınızda süt kalmadığında cep telefonunuz size bunu hatırlatacak ... Tabii bunu mevcut araç ve aletlerle başarmak imkansız. O halde ne yapacağız? Hemen kendimize teknoloji harikası son model bir cep telefonu, bilgisayar destekli bir buzdolabı ya da elektronik tartı alacağız ! Bu tarz aletlere yatırım yapmamızın, cüzdanımızda neden olacağı muazzam hafiflemenin yanı sıra diğer bir önemli etkisi daha olacak : Ürettiğimiz elektronik hurda atıkları hızla artacak ! Zaten günümüzdeki elektronik atıklar bile çevre ve insan sağlığını ciddi oranda tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda. Teknolojik ürünlerdeki tüketim çılgınlığı bu şekilde artarak devam ederse, dünyamızın kısa bir zaman içinde dev bir elektronik hurda çöplüğüne dönüşmesi hiç de uzak bir ihtimal değil.

 

Bu sorunun farkına varan ender ülkelerden biri de Almanya. " Deutsche Umwelthilfe " adlı Alman çevre kuruluşu Alman Telekomünikasyon Şirketi T-Mobile ile yaklaşık sekiz yıldır eski cep telefonlarını toplanmasını amaçlayan ortak bir proje yürütüyor. Toplanan bu telefonlar profesyonelce yeniden dönüştürülüyor ve cep telefonlarının içine bulunan çok değerli hammaddeler ayrıştılılabiliyor. Deutsche Umwelthilfe kuruluşunun Eco-IT yani Yeşil-Bilişim Proje Yöneticisi Steffen Holzmann şunları kaydediyor : Bir cep telefonu çok çeşitli maddelerin karışımından meydana geliyor. Bize böyle eski bir cihaz gelirse ilk olarak şarj aletini ve plastik gövdesini inceliyoruz. Çünkü bu plastik gövde bile genelde çok çeşitli maddelerden oluşuyor. Bakır, altın ve hatta iridyum ve kobalt gibi metallerin yer aldığı çok zengin bir içeriği bulunuyor.

 

Geri dönüşüm projeleri

Steffen Holzmann, her elektronik cihazın içinde bulunan bakırdan, bir ton elde etmek için maden ocaklarında bin ton taş ve kayanın işlenmesi gerektiğini, buna karşın aynı miktardaki bakırın, 14 ton elektronik atıktan elden edileceğini belirtiyor.

 

İsveç te de benzer bir dönüşüm projesi uzun yıllardır uygulanıyor. Bu kapsamında bir ton cep telefonu hurdasından bir kilo gümüş ve 300 gram altın ayrıştırılıyor.  Proje yöneticilerinden Jan-Olof Eriksson şöyle konuşuyor : Mobil telefonlar elektronik sinyaller gönderdikleri için yüksek teknoloj ve birçok değerli maden içeriyor. Eskiden altın ve gümüş maden ocaklarından çıkarılırdı. Bugünse bu ocakların yerini şehirlerdeki elektronik atıklar aldı. Hâlihazda elimizde bulunan hammedde kaynakları daha iyi değerlendiriliyor. Çünkü metalleri defalarca dönüştürüp yeniden kullanmamız mümkün.

 

Elektronik hurdalar çevreye de zarar veriyor

Bu çalışmaların amacı sadece hammaddelerin yeniden ayrıştırılması değil, aynı zamanda bu cihazların çevreye zarar vermesinin de engellenmesi. Zira geri dönüşüm sistemleri olmayan birçok ülke, biriken elektronik hurdalardaki ağır metallerin içme sularına karışıp sağlığı tehdit etmesinden yakınıyor. Çünkü bu metaler, başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa da neden olabiliyor. Nitekim, bu durumdan en çok etkilenen ülkelerden biri olan Uganda, ikinci el bilgisayar ithalatını yasakladı. Ancak ülkede rüşvetin son derce yaygın olması nedeniyle, bu yasağın ne kadar uygulanabileceği henüz bir muamma.

 

Sadece 2008 yılında dünya genelinde yaklaşık 1 milyar 200 milyon cep telefonu ve 300 milyona yakın bilgisayarın satıldığını hatırlatan Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ise dünyadaki elektronik çöplüğün dağ gibi büyüdüğüne dikkat çekiyor. 2020 yılına kadar bu çöplerin, Çin de 5 katına, Güney Afrika ve Hindistan da 2 ila 4 katına çıkması bekleniyor. Her yıl sadece Çin de 2,5 milyon tona yakın elektronik hurda oluşuyor.

 

Çevre örgütleri bu nedenle, tüketicilere her 12 ya da 18 ayda yeni bir cep telefonu almayı yeniden gözden geçirmeyi öneriyor. Ancak bu öneriyi, yepyeni modellerini tanıtan Hannover deki CeBIT bilişim fuarına katılan üreticilerin pek de duymak istedikleri söylenmez. www.dw-world.de/dw / 03 Mart 2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR