GÜNDER: 2023 yılında güneşte 12 GW’yi yakalarız

GÜNDER Başkanı Kemal Gani Bayraktar, Türkiye’de güneş enerjisi yatırımları henüz istenen seviyede olmasa da mevzuatın tamamlanması sayesinde 2023 yılında 12 bin MW’lik kurulu güce ulaşılabileceğini söyledi. Bu rakam, 66 bin MW’lik mevcut kurulu gücün 7’de birinden daha yüksek.

 

Geçtiğimiz hafta sonu, tüm dünyada 21 Haziran Dünya Güneş Günü kutlandı. Türkiye’de de bu çerçevede çeşitli etkinlikler yapıldı ancak medyada nedense hak ettiği yeri bulduğu pek söylenemez. Oysa bu tür etkinlikler sayesinde geniş kesimler nezdinde güneş enerjisi konusundaki farkındalığın artırılması mümkün.

 

SUYU ISITIYORUZ AMA YA ELEKTRİK?

 

Aslında bu konuda farkındalık fena sayılmaz. Çünkü insanların geniş bir çoğunluğu, özellikle güney iller başta olmak üzere güneş enerjisinin su ısıtmada kullanıldığını biliyor, görüyor ya da bizzat kendileri bunu yapıyor. Ancak iş güneşten elektrik üretimine gelince durum parlak sayılmaz. Yüksek potansiyeline rağmen özellikle güneşten elektrik üretimi konusunda henüz ciddi bir yol kat edilebilmiş değil. Her şeye rağmen, yine de Türkiye güneş enerjisi konusunda gelecek için iyimser.

 

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü Başkanı Kemal Gani Bayraktar da, “İyimser olmak için çok neden var” diyenlerden. GÜNDER, Uluslararası Enerji Ajansı’nın ilgili bölümleri nezdinde Türkiye’yi temsil eden bir kurum aynı zamanda. GÜNDER Başkanı Bayraktar’a dünyada ve Türkiye’de güneş enerjisi alanındaki durumu, gelişmeleri, beklentileri sorduk.

 

Kemal Bey, neden güneş enerjisi?

 

Aslında biz güneşten gelen enerjiyi sadece 10 dakika tutabilsek, tüm dünyanın 1 yıllık enerji ihtiyacını karşılarız. Bazı senaryolara göre 2050 yılında elektriğin yüzde 30’unu güneş enerjisinden sağlayabiliriz. Güneş, bu kadar büyük bir potansiyele sahip ve Türkiye de bu açıdan çok şanslı bir ülke.

 

Nasıl bir şans bu?

 

Bizim en az güneş alan Karadeniz bölgemizden bile daha az güneş alan Almanya ve Avrupa’nın kuzey ülkelerinde güneş enerjisi kurulu gücü Türkiye’nin neredeyse tam 300 katı. O halde bu doğal gücü, potansiyeli mutlaka değerlendirilmeliyiz.

 

Başka enerji kaynaklarımız da var…

 

Ama Türkiye alışılagelmiş enerji kaynakları açısından fakir sayılabilecek bir ülke. Cari açığımızın en büyük kalemini de enerji ithalatı oluşturuyor. İşte bu nedenle güneş ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarımızı daha etkin kullanmamız daha da önem kazanıyor.

 

Nasıl yani?

 

Türkiye Çin’den sonra en hızlı büyüyen ekonomi ve enerji talebini 2023 yılında ikiye katlaması öngörülüyor. Enerji ihtiyacının dörtte üçünü karşıladığımız ve dışa bağımlı olduğumuz ithal fosil yakıtların maliyeti artarken güneşinki hızla düşüyor ve en rekabetçi seçenek haline geliyor.

 

Madem güneş bu kadar önemli, neden ortada pek yatırım yok?

 

Aslında Türkiye güneşin gücünün uzun süredir farkında ve yatırım da var. Güneş enerjisiyle su ısıtma konusunda Çin’i saymazsanız dünya lideriyiz mesela. Ama güneşten elektrik üretimi konusunda durumumuz farklı. Kişi başına fotovoltaik kurulu güç kapasitemiz, Türkiye’den çok daha az güneşli Finlandiya’dan bile düşük! Güneşten elektrik üretiminde hiç lisanslı tesis yok henüz. Lisanssızda ise şu anda iki haneli rakamlar mertebesindeyiz. Oysa Türkiye, güvenli, temiz, uygun maliyetli ve düşük karbonlu enerji sistemine geçmek için her şeye sahip.

 

Nedir bu sahip olduklarımız?

 

Türkiye için gerçekleştirilebilir potansiyel 500 GW mertebelerinde. WWF Güneş Atlası, toplam 790 km²’lik bir alana yayılacak güneş panelleriyle Türkiye’nin şu andaki elektrik ihtiyacının tamamını karşılamanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Nüfus ve kişi başına düşen elektrik tüketiminin artacağı göz önüne alındığında, 2050 yılında Türkiye’nin elektrik ihtiyacının tamamını karşılamak için 1.600 km²’lik bir alanı güneş panelleriyle kaplamak yeterli. Bunu tek bir bölgede uygulanacağını varsaysak, 40x40 km’lik bir alan, başka bir deyişle iki Atatürk Barajı büyüklüğünde bir alan yeterli.

 

Peki bu kaynağı nasıl değerlendireceğiz?

 

Kaynağın varlığı, gerek kullanımı ve gerekse bu alanda bir piyasanın oluşması için yeterli değil. Ekipman üreticileri, proje geliştirenler, karar vericiler ve diğer ilgili grupların bir araya gelmesiyle küresel ölçekte uygulanacak sektörel düzenlemeler gerekiyor. Çünkü enerji politikaları, bir ülkenin enerji arzını belirleyen en önemli unsurdur.

 

Kanun koyucu ve düzenleyici kurumlardan neler bekliyorsunuz?

 

Tüm dünyada uygulanan ve sürdürülebilir kalkınmada kaldıraç vazifesi gören teşvik ve destekleme mekanizmaları etüd edilerek, etkin süreçlerle ülkemizde de uygulamaları yaygınlaştırılmalı. KDV indirimi, satın alma garantisi, konutlar için yenilenebilir enerji kimlik belgesi vb. uygulamaların örnekleri mevcut. Bu uygulamaların hem ülke ekonomisine, hem de enerji verimliliğine ve istihdama katkıları tartışılmaz. Ve önümüz açık…

 

Geleceğe dair iyimsersiniz yani?

 

Aşılması gereken önemli engellere rağmen iyimser olmak için pek çok neden var. Türkiye’nin güneş konusundaki avantajlarını anlatmaya çalıştık. Dünyanın dört bir yanındaki insanlar temiz ve sürdürülebilir bir enerji geleceğinin önemini kavrarken temiz teknolojinin maliyeti her geçen gün düşüyor, karar vericiler ise enerji piyasalarını yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Bu çerçevede Türkiye’de de tüm taraflara düşen görevler var tabii…

 

Az önce önümüz açık demiştiniz, yakın gelecekte güneşte nereye ulaşırız?

 

Türkiye’de lisanssız elektrik başvurularının sayısı 2500’e yaklaştı. Bunların büyük çoğunluğu (En az yüzde 70’i) güneş enerjisine dayalı başvurulardan oluşuyor. Toplam gücü 400 MW olan bu güneş başvurularının yüzde 10’u bile gerçekleşse, yılsonuna kadar toplam kurulu gücün 50 MW düzeyinde olacağı söylenebilir. Lisanslı başvurulara ilişkin yarışmaların yıl sonuna kadar tamamlanıp ön lisansların verildiği varsayımıyla Türkiye’de2016 sonuna kadar lisanslı başvuruda da 600 MW’a erişilebilir. Böylece lisanssız başvurularla birlikte Türkiye 2017 yılına 1000 MW’lik (1 GW) güneşe dayalı toplam kurulu güçle girebilir. Kamunun yürüttüğü enerji ihtisas bölgeleri projesi tamamlanıp, bu arada en az 2 kez daha lisanslı başvuru imkânı sağlanırsa 2023 yılına kadar güneş elektriğinde yaklaşık 10-12 bin MW’lık bir kurulumu öngörmek hayal değil.

 

Size GÜNDER`in yapısını ve faaliyetlerini sorsak?

 

Konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından uzman personel, bu alanda faaliyet yürüten akademisyenler, güneş enerjisiyle ilişkili alanlarda üretim ve ticaret yapan sanayicilerden oluşan bir yapımız var. Yani GÜNDER, düşük karbon ekonomisine katkıları ve yüksek büyümede kaldıraç fonksiyonlarıyla önemli sivil toplum kuruluşu. 1991`de kurulan GÜNDER halen 200`e yakın üyesiyle faaliyet gösteriyor. Misyonumuzu ve vizyonumuzu güneş enerjisi kullanımının yaygınlaştırılması olarak özetleyebiliriz. Bu çerçevede bilimsel ve teknolojik çalışmaların desteklenmesi, çoğaltılması, temel ve uygulamalı araştırma ve geliştirmenin özendirilmesi, ilgili alanlardaki eğitimin özendirilmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz, yapılan diğer çalışmaları destekliyoruz. Yani konunun tüm taraflarını bir araya getiren bir sinerji merkezi olarak da düşünebiliriz GÜNDER`i... Mehmet KARA

http://enerjigunlugu.net

30 Haziran 2014

 

 

GÜNDER

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu - Türkiye Bölümü

International Solar Energy Society - Turkey Department

 

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR