‘İklim Zirvesi’nin sonucu Türkiye’deki enerji politikalarını da etkileyecek

Güneş enerjisi Paris anlaşmasının en büyük kazananları arasında gösteriliyor. Sektörün önümüzdeki yıllarda daha çok ivme kazanması, teknolojinin yaygınlaşması bekleniyor. Türkiye’deki yatırımcılar ise güneşi bol olan Türkiye’de kapasitenin artması için bazı kolaylaştırıcı adımların hızla atılması gerektiğini vurguluyor.

 

Enerji ve çevre uzmanlarının ortak görüşü tarihi Paris anlaşmasının en büyük kazananlarından birinin ‘güneş enerjisi’ olduğu yönünde. Anlaşmanın, elektrikli otomobillerden, yenilenebilir enerjiye düşük karbonlu teknolojilere yatırımları hızlandırması bekleniyor. Özellikle daha çok ülke, karbon üzerinde bir fiyat veya vergi uygulamaya koydukça... Avrupa’nın en az üç katı güneş ışınımına sahip olmasına karşın, güneş enerjisinden faydalanma oranında geride kalan Türkiye’deki sektör temsilcileri ise Paris anlaşması ile ortaya çıkacak ivmeden faydalanılması gerektiğini vurguluyor. Türkiye’de güneş enerjisinin toplam elektrik tüketimindeki payı yaklaşık %0.1

 

TÜRKİYE’DE YENİ POLİTİKA

Solarbaba Platformu Kurucusu Ateş Uğurel, güneş enerjisinin Paris’ten zaferle çıkan teknoloji olduğunu söyleyerek, “Türkiye’nin güneşi bol, enerji bağımsızlığı ve ekonomik büyüme için ihtiyacı var. Önündeki engellerin kaldırılması ve yatırımcıya güven duyacağı bir ortam sağlamak lazım” diyor. Güneş sektörü temsilcileri, Türkiye’nin seçimini yapması gerektiğini vurgulayarak, “Madem böyle bir fırsat var ve Türkiye güneş ülkesi niye bundan faydalanmıyoruz, bundan daha çok faydalanacak tedbirler almıyoruz? Güneş ve rüzgar kurulumunu arttıran enerji politikaları istiyoruz. İngiltere’de bile güneş 8 bin megavatı (MW) geçti, bizde henüz 300 MW yok” diyor.

 

SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ

İklim değişikliğiyle mücadele için yol haritası niteliğindeki Paris anlaşmasının 2020’de yürürlüğe girmesi bekleniyor. Ancak inşaattan, ulaşıma pek çok sektörü etkilemesi beklenen anlaşmanın kazananları ve kaybedenleri şimdiden tartışılıyor. Güneş enerjisi de kazananlar arasında gösteriliyor. Paris anlaşması olsa da olmasa da önü açık olan güneş enerjisinde, yeni çerçevenin mevcut pazarları genişletmesi belirtiliyor. Türkiye’deki güneş enerjisi yatırımcıları ise Türkiye’nin bir an önce “güneşe dönüş” seferberliği ilan ederek, güneş enerjisindeki yatırımları hızla artırması gerektiğini savunuyor. Paris anlaşmasının, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine maruz kalmamak için sanayi devrimi öncesine göre sıcaklık artışının 1.5 derecede sınırlandırılması gerektiğini ortaya koyduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, “Bu hedeflere ulaşmanın yolu, enerji altyapısındaki köklü dönüşümden geçiyor. Türkiye karbon emisyonlarını azaltmak ve düşük karbonlu enerji üretimine geçmek için gerekli kaynağa sahip. Fakat bunu gerçekleştirmek için daha iddialı hedefler belirlenmesi, sektörün gelişimini hızlandırıcı tedbirlerin alınması şart” diyor. Yatırımcıların, Paris’ten sonra iyice yıldızı parlayan güneş enerjisi sektörüne yönelik Türkiye’deki önceliklerini ise şöyle sıralamak mümkün:

 

Petrolde düşüş motorinde indirim

Petrol fiyatlarında kan kaybı devam ediyor. Brent Petrol, İran’ın üretimi artıracağı açıklamasının ardından 37 doların altına geriledi ve 11 yılın dibini gördü. Dün fiyatlar 36.32 dolara kadar düştü. Petroldeki düşüşe bağlı olarak akaryakıt dağıtım şirketleri, dün gece yarısından itibaren geçerli olmak üzere motorinin litre fiyatında ortalama 7 kuruş indirim yaptı. Ankara’da litresi ortalama 3,60 lira olan motorinin yeni fiyatı 3.53 lira oldu. Motorin fiyatı İstanbul’da ortalama 3.53 liradan 3.46 liraya geriledi.

 

Zuckerberg ve Gates dünyayı değiştirir

Ateş Uğurel’e göre sektörün önünün açılması için daha güçlü ve daha samimi hükümet desteği gerek. Ama yatırımcıların da Paris’ten gelen sinyali doğru okuması gerektiğini kaydeden Uğurel, “Hükümet Paris’ten çıkan sinyali doğru okuyacak mı? En azından okuma konusunda bundan sonra daha istekli ve mecburi olacaktır. Yatırımcı profilinin bu konuya ilgi göstereceğini düşünüyorum. Devlet artık enerji üretiminden çıktı, enerji üretimi yapan şirketlerin bu yöne gitmesi Türkiye’yi etkileyecek. Kamuoyunun ve hissedarların çoğu halka açık bu şirketler üzerinde baskı oluşturması ve ‘Termik santral yerine güneş santrali kur’ mesajını vermesi lazım” diyor. Uğurel, “Her ne kadar Paris’te dünyanın 195 ülkesinin aynı anlaşmaya imza atması çok heyecan verici olsa da, herkesin şüphesi bu sözlerin tutulup tutulmayacağı yönünde. Güneş enerjisi bu sözleri en kolay tutacakları teknoloji. Sürekli düşen maliyeti, dağıtık güç olması, bireysel kullanıcıya açık olması, gelişme ve büyüme potansiyeli en yüksek teknoloji olması gibi sebeplerle. Paris’te Facebook ve Microsoft kurucularının öncülüğünde kurulan birliği önemsiyorum. Facebook, Google, Amazon gibi devleri bir araya getiren bir organizasyon zaten dünyayı değiştirir. Devletler bir araya gelmeyi beceremese dahi, bu inovasyon odaklı şirketlerin dünyayı dönüştürme gücü çok fazla. Teknoloji şirketlerinin enerji işine girmesi buradaki en büyük itici güçlerden biri olacak. BP ya da Rockefeller gibi geleneksel enerji şirketlerinden en büyük farkları, arkalarında milyarlık kullanıcı kitlesi ve takipçilerinin olması” şeklinde konuşuyor. Else Enerji Genel Müdürü Mustafa Herdem ise “İklimle ilgili koyacağımız hedeflerde güneş büyük bir öneme sahip. Güneş enerjisi ile ilgili atılacak adımlarda, yapılacak düzenlemelerde, ortak akılla hareket etmek için çok geniş bir tabanın fikri alınmalı. Aksi taktirde sektörümüzün önü sanal sorunlarla kapanıyor ve yavaşlama seyrine giriliyor” yorumunu yapıyor.

 

İşte güneşte beklenenler

2023 yılına kadar en az 10 bin megavat (MW) yeni lisans kapasitesi ortaya konulmalı, bununla ilgili başvuru bölgeleri ve şartları acilen açıklanmalı.

Karapınar, Karaman, Niğde ve Van gibi güneş enerjisi yatırım alanları ile ilgili mevzuat bir an önce tamamlanmalı, bu bölgelerle ilgili altyapı eksiklikleri tamamlanmalı.

Özellikle ihtisas bölgeleri ile ilgili lisans başvuru şartları şeffaf ve adil olmalı, önlisans başvuru yönetmeliği ölçüm şartı gibi gereksiz bürokrasiden arındırılarak yeniden oluşturulmalı.

Lisanssız kapasitelerin yatırıma en kısa sürede dönüşmesi için gerekli tedbirler alınmalı, kısa sürede yatırıma dönüşme ihtimali olmayan kapasiteler düşürülerek gerçek yatırımcıya tahsis edilmelidir.

Lisanssız üretimle ilgili, imar ve enerji nakil hattı gibi problemli konuların halline yönelik iyileştirme tedbirleri alınmalı.

Yerli ürün kullanımına yönelik teşvikler gözden geçirilmeli ve bu katkıların alınma süreçleri basitleştirilmeli.

“Güneş kentleri” konseptiyle, belediyelere hibe destekleri verilerek, tüketimlerini bu kaynaktan karşılamaları sağlanmalı.

AVM, otel, sanayi kuruluşu, tarımsal işletme, vb. yaygın etkisi olacak sektörel hibe programları başlatılarak, 3 yıl içinde her bir segmentteki örnek uygulama sayısı en az bine çıkartılmalı.

TÜBİTAK bünyesinde güneş teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik program başlatılmalı, bu alandaki yerli üreticilerin bu programda yer alması sağlanmalı.

Güneş sektöründeki finans koşulları iyileştirmeli, bankalar özellikle teminat koşullarını, sigortalar poliçe koşullarını gözden geçirmeli ve iyileştirmeli.

 

Petrol hemen dükkânı kapatmıyor

BLOOMBERG’in Paris anlaşmasının kazananları ve kaybedenlerine ilişkin haberinde, “Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği gibi geleceği parlak sektörler ise eşi benzeri görülmemiş bir fırsat ile karşı karşıya” deniliyor. Bu beklentinin geleneksel enerji şirketlerini de değişime ittiği kaydedilen haberde, Alman elektrik şirketi RWE’nin çağa ayak uydurmak için ikiye bölünme planını hayata geçireceği ve bir şirketin tamamen yenilenebilir enerji ve şebekelere odaklanacağı anımsatılıyor. Haberde şunlar kaydediliyor: “Tüm bunlar petrolün bir anda dükkanı kapatacağı anlamına gelmiyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın senaryosuna göre, fosil yakıtların 2030 yılında halen enerji talebinin yüzde 75’ini karşılayacağı öngörülüyor. Birçok enerji şirketi doğalgaza yoğun yatırım yapıyor. Güneş enerjisi maliyet ve verimlilik konusunda hızla ilerlese de, halen güneşin olmadığı zamanlarda nasıl yeterli miktarda stok yapılacağı konusu çözülmüş değil.” Merve ERDİL

www.hurriyet.com.tr

14 Aralık 2015

 

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR