Enerji Krizi Çözümü İçin Güneş Enerjisi

Avrupa’nın son 5 yıl içinde kurduğu güneş santrallerinin kurulu gücünün 9 GW’ı geçtiğini belirten Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Doğan Aydal, sadece Almanya, İtalya ve Çek Cumhuriyeti’nin 2009’da yaptıkları santrallerin toplam gücünün 4,07 GW olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin son 35 yılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da inşa ettiği 19 hidroelektrik santralden elde ettiği güç ise 7,5GW’dır. Sadece bu veri dahi hidroelektrik santraller konusunda bizi bir kez daha düşünmeye sevk etmeli” dedi.

 

Fosil kaynakların tükenmeye başladığı dünyamızda, özellikle Batılı ülkeler başta olmak üzere bütün ülkeler yenilenebilir kaynaklara yöneldi. Son yıllarda bu ülkelerin rüzgar, hidroelektrik,biokütleler başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına önemli yatırım yaptığı da gözleniyor.

 

Ankara üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Doğan Aydal, güneş enerjisinden elektrik elde etme üzerine yaptığı söyleşide güneş enerjisinin ALTERNATİF ENERJİ üretim kaynaklarından biri olarak son yıllarda oldukça konuşulur hale geldiğini vurgulayarak soruları yanıtlıyor.

 

Güneş enerjisi üretimi nasıl ve hangi yıllarda başladı?

İlk petrol şokunun meydana geldiği 1973 yılında,özellikle Batılı ülkeler ve Japonya elektrik sistemlerini petrole bağımlı olmaktan çıkarmak için farklı yollar aramışlar ve güneş enerjisini kullanarak bu problemi çözmeye çalışmışlar. Güneş enerjisi sistemin pahalı olduğu dönemlerde bile birçok Afrika, Asya ülkelerinde ve hatta ABD’nin ormanlık alanlarında,çöllerinde, elektrik iletim ağının bulunmadığı dağlık, kırlık alanlarda kurtarıcı olmuş, birçok küçük yerleşim yerini aydınlatmış, elektrik yerine kullanılmış.

 

Sistemin geliştirilmeye çalışıldığı ilk yıllarda pahalıya mal olduğu görülerek, başta Japonya olmak üzere birçok ülke bu sistemi kullananlara devlet desteği de sağlamış. Yakın geçmişte dünyada kullanılan solar hücrelerinin yarısı ABD ve Japonya’da kullanılmakta.

 

Özellikle 2003’den sonra elektrik enerjisini oldukça makul değerlerde elde eden yeni teknolojiler geliştirilmiş. Bu yıldan sonra Japonya’nın güneşten enerji üretimine devlet desteğini kesmesi de bunun en belirgin kanıtı. ABD, olayı bir adım öteye taşıyarak bu sistemle özel şahısların elde ettiği enerjiyi ülke elektrik ağına bağlayarak satın almış ve bunun bedelini ödemiş. Hatta öyle bir düzenek kurulmuş ki, güneş enerjisinin az olduğu ve evdeki akülerin tam dolmadığı zamanlarda devlet tüketiciye elektrik ağından elektrik vermiş, tüketicinin özellikle yaz aylarında ürettiği fazla elektriği de, ülke elektrik sistemine satın alarak, daha önce verdiği kısımlara mahsup etmiş. Dolayısıyla özel şahıs ve/veya kurumların yaptığı elektrik masrafının çok aşağılara düştüğü görülmüş… EKONOMİK FORUM / Nisan 2010

SÖYLEŞİNİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ
BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR