Siemens, Fukushima sonrası politikaları değerlendirdi

Siemens tarafından yayınlanan rapor ile Fukushima nükleer felaketi sonrası Almanya’da yaşanan düşünce değişimi ve yeni enerji politikasının içeriği analiz edildi.

 

Japonya depreminin üzerinden bir yıl geçti ve deprem ile birlikte yaşanan nükleer felaket ülkelerin nükleer enerjinin riskleri ile yüzleşmesini sağladı. Fukushima nükleer santralinde yaşananlar, ülkelerin nükleer enerjiye yaklaşımlarının değişmesine neden olurken Almanya gibi bazı ülkelerde yeni enerji politikalarının oluşturulması sağladı. Siemens tarafından Almanya’nın değişen yaklaşımlarını ve yeni enerji politikasını analiz etmek üzere hazırlanan rapora göre, hayata geçirilen uygulamalara bakıldığında henüz hedeflerin gerisinde kalındığı görülüyor. Ancak Almanya’nın bu alanda atacağı adımların ve karşılaşacağı durumların diğer ülkeler tarafından yakından izlenmekte olduğu ve önemli bir model olacağı ifade ediliyor. Rapor’da “Eğer gerekli adımlar atılırsa Almanya’nın yeni enerji politikası büyük başarıya ulaşabilir ve önemli bir fırsatı ifade edebilir. Böylece inovasyonun önü açılabilir, enerji altyapısı için bir model oluşturulabilir ve iklim ile çevre koruması için teknoloji ihracatı gerçekleştirilebilir” ifadesine yer veriliyor.

 

Almanya için yüzyılın projesi

Siemens AG Yönetim Kurulu üyesi ve Enerji Sektörü CEO’su Michael Süß “Yeni enerji politikasına geçiş, Almanya için yüzyılın projesi. Almanya’nın kendisi için son derece doğru ve gerçekleştirilebilir bir yol seçtiğini söyleyebilirim. Ancak uygulama konusunda henüz beklentinin gerisinde kalındığını düşünüyoruz. Daha sıkı bir ajanda ve genişletilen şebekelerle çok önemli fırsatlar yaratılacak. Diğer ülkeler de Almanya’nın atacağı adımları yakından izliyorlar” dedi.

 

Fukushima sonrası Japonya

Çalışmada Japonya enerji piyasasına da kısaca göz atılıyor. 11 Mart 2011 öncesi, Japonya’nın elektriğinin yüzde 30’u 54 adet nükleer enerji santrali tarafından üretilirken bugün bunların sadece iki tanesi faaliyet halinde. Japonya’da yaşanan depremle birlikte nükleer santrallerin 14 tanesi zarar görmüş ve güvenlik gerekçesi ile faaliyetleri durdurulmuştu. 38 tanesi bakım nedeniyle devreden çıkarıldı. Şu anda faaliyette olan iki elektrik santralinin şebeke ile bağlantısının nisan ayında kesilmesi planlanıyor. Siemens’in raporuna göre “Enerji kapasitesinde ortaya çıkan ciddi oranda gerileme nedeniyle ülke genelinde enerji tüketiminin azaltılması yolunda çalışmalar gerçekleştirilirken bir yandan da devreden çıkarılmış olan fosil enerji tesisleri yeniden devreye sokuluyor. Bununla birlikte Alman enerji şirketleri, Japonya’yı enerji arzında limite yaklaşılmakta olduğu konusunda uyarıyorlar.

 

Yeşile, temize doğru…

Siemens’ın raporuna göre Fukushima sonrası, Almanya’nın enerji politikası bir yıl öncesine göre oldukça farklı. 2022 yılına kadar nükleer enerji üretiminin aşamalı olarak durdurulması amacının yanı sıra yeni enerji politikası, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarının yüzde 80 oranında azaltılması ve enerji tüketiminin yüzde 50 oranında azaltılması (1990 yılına göre) hedefleniyor. Raporda “Bu hedefleri gerçekleştirmek için Almanya’nın enerji üretim sisteminin elden geçirilmesi gerekiyor” ifadesine yer veriliyor.

 

Yenilenebilirin payı artıyor

Almanya’da 2010 yılında enerji bileşiminde yüzde 16 oranında paya sahip olan yenilenebilir enerji, 2011 yılında yüzde 20 düzeyine ulaştı. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde fotovoltaik (PV) kapasitesi en büyük artışa sahip oldu. PV’nin payı 17.3 GW düzeyinden 25.8 GW’a yükseldi. Böylece PV’nin enerji bileşiminden aldığı pay, yüzde 3 oldu. Linyit ile çalışan enerji santrallerinin de elektrik üretiminde payı yükseldi. Linyit santrallerinin 2010’da yüzde 23 olan payı, 2011’de yüzde 25’e çıktı. Rapor’a göre hedeflerde başarılı olunabilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarının daha rekabetçi hale getirilmesi gerekiyor. Hedefin rüzgar enerjisinin bir kW saatinin kömür kadar ucuz hale getirilmesi olarak belirlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Yenilenebilir enerji hedeflerinin gerçekleştirilmesi için sadece Almanya’nın değil, AB ülkelerinin de enerji şebekelerinin modernize edilmesi ve genişletilmesi gerektiği vurgulanıyor.

 

Raporda aynı zamanda enerji tasarrufunun yeni enerji politikasının en önemli bileşimi olduğu ifade ediliyor. Tuba İLZE

www.geleceginenerjisi.com

15 Mart 2012

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR